2 Mart 2009 Pazartesi




KEMENÇENİN KISA TARİHÇESİ

Farsça kökenli bir kelime olan "kemençe" aynı dildeki "keman(=yay,kavis)" kelimesi ile "-çe(=küçültme eki)" ekinin bir araya gelmesinden oluşur ve "yayla çalınan küçük saz" anlamını taşır.
Orta Asya’da şekil olarak bugünkü kemençeye tam benzemeyen, fakat onun atası sayılabilecek birçok saz görülür. Orta ve Uzak Asya Müslüman ve Moğol saz takımlarındaki yaylı sazlar incelendiğinde farklı isimlere de rastlanmakla birlikte (örneğin Kırgızistan ve Özbekistanda Kıyak) çoğunlukla "Kemençe veya Kemançe" adının verildiğine ve "Iklığ - Iklık" adıyla beraber kullanıldığına rastlıyoruz. Benzer şekilde Fransa'da "Pochette(poşet)" İngiltere'de ise "Kit" olarak adlandırılan ve kemençe ile benzerliklere sahip yaylı çalgı türü olduğu bilinmektedir. Kemençenin -çe ekindeki küçültme anlamı pochette kelimesinde de vardır. Çünkü Fransızca da bu kelimenin cep, kese yada cepte taşının şey gibi anlamları vardır.



Kemençe kelimesi bugün Türkiye dışında İran, Ermenistan, Yunanistan, Gürcistan, Azerbaycan gibi pek çok ülkede kullanılmaktadır. Günümüz Türkiye'sinde biri klasik türk müziğinin Armudi kemençesi, diğeri ise Doğu Karadeniz halk müziğinin Karadeniz kemençesi olmak üzere iki tür kemençe kullanılmaktadır. Ayrıca kabak kemani de bazen kemençe olarak isimlendirilmektedir. Armudi kemençe ve kemaninin benzerlerine rastlanmakla birlikte (Macarlar benzer türde çalgıya HEGEDÜ, Yunanlılar LİRA, Bulgarlar GADULGA, Araplar REBAP adını vermişlerdir) Karadeniz kemençesinin şekil ve çalınış tarzı bakımından benzeri bulunmamaktadır. 18. yy. sonlarına kadar Türk müziğinin tek yaylı sazı olan Kemençe'nin yerini, Batının önce Viola d'amore'si (sinekemanı adıyla), sonra da Violino'su (keman) aldı. Ama Karadeniz kemençesi horonlar sayesinde, armudi kemençe ise 19. yy. ortalarına doğru girdiği fasıl topluluğu içinde günümüze kadar gelebildi
Bu sitenin konusu olan Karadeniz kemençesi Doğu Karadeniz Bölgesi dışında Yunanistan ve diğer ülkelere göç etmiş olan Karadeniz kökenli mübadil Rumlar tarafından da halen yaşatılmaktadır. Ayrıca Trabzon ve çevresinden göç eden Ermenilerinde bu sazı kullandıkları bilinmektedir
Türk müziğinin bu en küçük yaylı sazı, boy-bosundan umulmayacak güçte bir ses yüksekliğine ve tınısına sahiptir







SİPARİŞ TELEFONU: 0 462 2232851 - 0 533 4690812

20 Şubat 2009 Cuma



ÖZELLİKLERİ

BAŞ : Kemençenin saptan sonra gelen en üst kısmıdır. Üzerinde akort burgularını yani kulakları taşır. Tellerin takılabilmesi ve saklanması amacıyla arka taraftan içi boşaltılmış olan bu parça çalma sırasında sapı tutan ele mesnet olacak şekilde tasarlanmıştır. Kemençenin bu kısmına Rumlar tepe veya kifal demektedir.
SAP : Elin kemençeyi kavradığı kısımdır. Aşağıdan yukarı doğru incelerek gelir. Bunda amaç sapın avuç içine tamamen oturmasıdır. Bazen ayakta çalınması zorunluluk olan bu sazın yorulmadan çalınabilmesi için sapın şekli ve ölçüleri çok önemlidir. Rumlarca goula olarak adlandırılır.
GÖVDE : Adından da anlaşılacağı gibi kemençenin ana bölümüdür. İçinin oyulmuş olması nedeniyle tekne olarak ta adlandırılır. Aşağıdan yukarıya doğru hafif daralır. Rumca adı Soma'dır.

KULAKLAR : Genellikle üç adettir. Teller kulakların çubuğuna sarılarak akort yapılır. Akordun rahat yapılabilmesi için kulakların burgu kısmı hafif oval yapılır. Burgunun altındaki çubuk kısmının ucu tellerin kolayca bağlanabilmesi için yarıktır. Teller kulaklara gelmeden önce baş ile sapın birleştiği yerdeki (üs eşiğin üstü) deliklerden geçer. Karadeniz kemençesinde en üst kulağın boyu baş kısmın şekli nedeniyle diğer ikisinden biraz uzundur. Rum kemençesinde ise boyları aynıdır ve otia olarak isimlendirilir
ALT EŞİK : Tellerin kemençenin dip tarafında sabitlendiği kısımdır. Orta eşik gibi seyyardır. Dip tarafına geçirilen metal bir bağ ile gövdenin dip kısmındaki çıkıntıya monte edilir. Rumca'da Palikar olarak bilinir
ORTA EŞİK : Gergin telleri kapak üzerinde belirli mesafede tutan alt ve üst eşikler arasındaki bu seyyar mesnet halk arasında köprü (Rumca Gaidaron) olarak ta bilinir. Yerleştirilirken ses delikleri ortalanır. Tellerin üzerine oturduğu kısmı yani üst yüzeyi hafif kamburdur

ÜST EŞİK :Gövdenin üst kısmında tellerin kulaklara geçtiği yerde kapağa değmelerini engelleyecek şekilde yerleştirilen sabit destektir. Hal arasında yastık olarak ta bilinir
DİREK : Can direği olarakta adlandırılır. İki ses deliği arasında kapağa destek olacak şekilde yerleştirilir. Üst ucu orta eşiğin bir ayağının tam altına denk getirilir. Görevi titreşimi arttırark sesi gürleştirmek ve kapağın içeri göçmesini engellemektir. Rumcası Stoular dır.
KAPAK : Gövdenin oyulmuş olan üst yüzeyini tamamen kaplayacak şekilde hafif dışa bombeli diğer sazların göğüs olarak adlandırılan kısmıdır. Rumca'da da kapak denmektedir ancak Rum kemençesinin kapağı bombeli değil düzdür.
SES DELİKLERİ : Kapağın üzerindeki dikine iki yarıktır. Bu yarıklar sesin dışarı çıkmasına yardımcı olurlar. Rum kemençesinde genellikle bu yarıkların alt ve üst kısmında ikişer ve gövdenin iki yanında iki olmak üzere altı delik daha bulunur ve Rothounia olarak adlandırılır
YAY: Rumların Doksar dediği ve kemençenin boyundan biraz kısa bir çubuğa at kıllarının bağlamnası ile elde edilen bu parça reçinelenmiş at kılı demetinin tellere sürtülmesi ile ses çıkarır. Kıllar Keman yayınki kadar gergin değil hafif sarkıktır
KLAVYE : Sap üzerinden başlayan ve aşağıya doğru genişleyen uç tarafı bazen yuvarlak ama genellikle sivri olan ve parmakların notaları bulmak için üzerinde gezindiği parçadır. Şekli nedeniyle kravat olarak ta adlandırılan bu parçanın Rumca ismi spaler'dir.








KÜRE USTANIN KEMENÇE ATÖLYESİ





KEMENÇE ÇEŞİTLERİ

Kemençe için fiziksel görünümü ve boyutlarına, ses özelliklerine veya kullanılan ağaca göre yada kullanıldığı coğrafyaya göre sınıflandırmalar yapılabilmektedir.
Kullanıldığı coğrafya dikkate alındığında ise Türkiyedeki şekli Karadeniz kemençesi, Rumların kullanığı ise Rum kemençesi olarak bilinir.
Boyutlarına göre sınıflandırmak gerektiğinde kemençe ve cura olarak adlandırma yapılmaktadır. Cura standart kemençenin bir miktar daha kısa olarak imal edilenidir.
Ses özellikleri bakımından ise verdiği sesin ince veya kalın oluşuna göre ZİL veya SAĞIR olarak bilinen yöresel bir sınıflandırma vardır. Bunun yanısıra SOL veya LA kemençe gibi notasal sınıflandırma da yapılmaktadır.

Kemençe yapımında genellikle kullanılan ardıç ve erik ağaçları kemençenin sınıflandırılmasında bu ağaçların adları kemençeyi niteleyen birer sıfatta olabilmektedir. Erik kemençe Ardıç kemençe gibi...
Kemençe severler bazen sade ve gösterişsiz bir görünümü kendilerine uygun görürken, bazen de süsleme sanatı kemençe imalatı ile birleştirilerek imal edilmiş baş, sap, yay, klavye, eşikleri veya gövdesi değişik nakışlarla bezenmiş kemençeleri tercih etmektedirler.











SİPARİŞ TELEFONU: 0 462 2232851 - 0 533 4690812










ÜRETİM AŞAMALARI

İyi bir kemençe yapımında kullanılacak ağaç cinsi oldukça önemlidir. Kemençenin aslında yekpare olan Baş, Sap ve gövde kısımları için en fazla tercih edilen ağaç türü erik ve porsuk (Karadeniz bölgesinde halk arasında ardıç diye bilinir) ağacıdır. Kemençenin klavye, alt ve orta eşikleri ile kulaklar da bu gövde ile aynı ağaçtan yapılır.
Standart bir kemençenin boyu 57 cm, genişliği yaklaşık 10cm, baş ile birlikte yüksekliği ise 8.5cm olmalıdır. Bu nihai ölçülere ulaşılabilecek boyutlarda ağaçlardan, taslak hazırlanacak kütükler öncelikle prizmatik olarak kesilir. Kesilen bu kütüklere kemençenin formu kabaca çizilir ve çizilen şekle göre kesim yapılır. Daha sonra Ölçülerine uygun olarak kesilen kütüğün içi bir seri işlemle oyulur ve boşaltılır. Kapak ise ladin ağacından yapılır. Kemençe üst yüzeyini tamamen kapatacak şekilde ince dilimler halinde kabaca kesildikten sonra uygun kalınlığa indirilir ve bombe verilir. Hazırlanan kapak kemençe üzerine yerleştirilir ve ses delikleri açılır. Daha sonra diğer parçalar (kulaklar, klavye,eşikler) yerleştirilir. Ses bakımından kontroller yapıldıktan sonra kemençeye boya ve vernik uygulanır. Bu işlemden sonra teller takılır ve kemençe çalmaya hazır hale gelmiş olur. Yay yapımında ise at kılları kullanılır. Yeterli uzunlukta kesilmiş at kılları bir araya getirilerek demet oluşturulur ve daha önce hazırlanmış yayın çubuğuna bağlanır.






ELEKTRO KEMENÇE İMALATI



KÜRE EYÜBOĞLU

"1950 yılında Trabzon' un Maçka ilçesinde doğdu. Tahsilini Trabzon lisesinde tamamladı.1967 yılında şoförlük mesleğine ticari başladı. 80'li yıllarda taksiciliği bırakarak kendi kamyonu ile Trabzon-İran Transit taşımacılığına başladı ve birkaç yıl sonra Transit taşımacılığı ani kesilince o da birçok kamyoncu gibi iflas kazazedelerinden biri oldu..O dönemin Trabzon Belediye Başkanı olan Orhan Karakullukçu' nun yanına şoför olarak alındı..8 sene makam şoförlüğü yaptı.. Kemençe yapımınada o yıllarda merak saldı. Kendi çabaları ile minyatür kemençeler yapmaya başladı ve sadece bir çakı bıçağıyla..Zamanla amatör ve acemice büyük kemençeler yapmaya başladı..Çeşitli ustaların yanına birşeyler kapabilmek amacıyla ziyaretlerine gittiğinde hiçbiri bu küçük enstrüman adına sır vermiyorlardı..O da boş durmuyor püf noktaları arıyor ve kemençeyi keserle, baltayla değilde sanatsal olarak yapmayı araştırıyordu.. 1996 da belediyeden emekli oldu ve kendine atölye için ne gerekiyorsa aldı..Artık profesyonel olarak kemençe ustası olmuştu. Eğitici ustalık belgelerinede sahip olan Küre Eyüboğlu 2007' de kendine bir dükkan atölyesi kurdu.. Halen Trabzon' da kemençe yapımına devam etmektedir..."
Adres : Fatih Mh. Canım Pasajı No:38
TRABZON
Tlf : 0-462 223 28 51
Gsm : 0-533 469 08 12






KÜRE USTANIN KEMENÇE ATÖLYESİ



KEMENÇENİN KULLANILDIĞI YERLERİN COĞRAFİ DAĞILIMI


Karadeniz kemençesi temel müzik aleti olduğu Giresun,Ordu ile Trabzon'un yanısıra Kuzey Gümüşhane ve Batı Rize'de, kısmen Samsun sahilinde, Cumhuriyet döneminde Karadenizlilerin topluca göç ettiği Adapazarı, İzmit köylerinde ve büyük şehirlerde, 1923 mübadelesiyle Yunanistan'a giden Rumlar tarafından başta Selanik olmak üzere Kuzey Yunanistan'da yer alan göçmen köylerinde kullanılmaktadır.





KÜRE USTANIN KEMENÇE ATÖLYESİ